bugün

entry'ler (49)

türkiye süper ligi

Aslında bu ligin süperliği sadece ismindedir. iki tane abartı transfer yapan ve para harcayan takımın bulunduğu, adaletsiz bir ligtir. şimdi de haksız rekabetin hat safhasınında bokunu çıkarıp, birisi sneyder, diğeri faslı yıldızı getirme çabasında. halbuki bu 2 takım zaten ligdeki abartı kadrolara sahip. ben fatih terim'e transfer sözcüğünü yakıştıramıyorum. sen türkiyenin en iyi 2 kadrosundan birine sahipsin. rakiplerin senin elindeki kadroları hayal dahi edemeyecek kadar kötü durumdalar. bu ne insafsızlık, şimdi şampiyon olduk diye sevinecekmiyiz. bir tarafta 100 kiloluk diğer tarafta 60 kiloluk rakiplerin dövüşlerini izliyoruz. aynı şekilde syn.Kocaman'a da yakışmıyor trasnfer sözcüğü. g.s haricindeki ligin 16 takımının değeri ancak fenerbahçe edecek neredeyse. şimdi fenerbahçe şampiyon olduğunda fenerliler sevinecekler mi? ne hakla ne yüzle sevinecekler. acilen takım değerleri dengelenmeli.
edit . gs'lıyım

sovyetler birliği şimdi var olsaydı

Guneydeki abaza genÇliğin, güzellik standartı bayağı düşerdi...

fatih terim

beni tek üzen, yenilgiye üzülmüş olma ihtimalinin olmasıdır. o bizim canımız, kanımızdır. söz konusu "o" ise gerisi teferruattır.

çok gülen erkek iticiliği

lafı kıçından anladı belli ki. (bknz. kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanır.)

tayyip i sevmeyip yaptırdığı tünellerden geçmek

Bak sevgili dangalak başlık aÇıcı, o tüneli devletin veya erdogan'ın mı yaptırdıgını mı sanıyorsun? Hayır gittiğin duble yollar , gectigin viyaduklerin, hepsini sen ve ben yaptirdik, o yuzden gönül rahatlığı ile tassaklarini yaya gecebilirsin.

milli takım oyuncularının karektersiz olması

Öncelikle başlığın, abartılı olduğunu, belirtmek isterim. hani salak reality ve magazin programlarında sürekli 'şoook haber, aman allahım, inanılmaz, az sonra,,' gibi çarpıcı başlık atılır fakat sonunda haberin alalade bir haber olduğunu görürsünüz. bu başlıkta ona benzer şekilde atıldı bilginize.
hiçbir milli takım oyuncusuna bu yaftayı yapıştırmak haddim değil. o ancak klavye kahramanlığı yapan ergen çocukların işi olabilir. bu başlığın atılma sebebi tamamen futbol federasyonun iş bilmezlik mi dersiniz? ne dersiniz bilemem. şimdi bir ülke düşünüyoruz, asgari ücretin 800-1000 t.l civarı olduğu, benzinin dünyanın en pahalısı olduğu, geçinmenin futbolda karşılaştığımız ülkere nazaran çok daha zor olduğu bir ülkedeyiz. t.f.f başkanı terbiyesiz adamın biri, sıçıp batırdığı yerden pılını pırtısını toplamadan kaçan adamdan bahsediyoruz, yeni sıçıp batırmak istediği yer malesef t.f.f.
şimdi arkadaşlar konuyu dağıttığımın farkındayım yine başlığa dönelim, demirören diyor ki, size romanya maçı için 160 bin, macaristan için 60 bin tl. prim. bu paralar tabi ki kendi cebinden
çıkmayacak. burada rakiplermizin bizim maçlar için aldığı primlere bakalım. bizdekinin 10'da biri civarın da rakamlar. hem de bu ülkelerin yaşam standartı bizim ülkemize göre çok daha yüksek. şimdi demirören şunu demek istiyor, ulan bizim oyuncular karektersizdir parayı görmeden oynamazlar. şimdi demirören şunu bil orada oynayanların hepsi elinden geleni yapmıştır, yapmalıdır. hepsinin milli formaya saygı duyduklarından eminim ama kapasiteleri bu kadar. şimdi gelelim senin amacına, ben senin bu aklı nereden aldığına eminim ? güya milli takım maç kazanacak ortalık bayram yerine dönecek, memleketin boktan hali yine görmezden gelinecek. zaten gazetelerine bakan sanki dünyanın en refah ülkesinde yaşadığımızı sanacak. konudan biraz saptım özür dilerim...

sabah gazatesinin hükümet yalakası olması

bu kadar utanmaz bir gazetenin varlığı, insanın bu ülkeden soğuması için yeterlidir. savaş çığırtkanlığımı dersiniz. şehit haberlerinin, hükümetin prestijini sarsacak diye korkmalarından dolayı yayınlamaya yüreklerinin yetmemesimi dersiniz. umarım en kısa sürede bağlı bulundukları holding ile birlikte batarlar.

ahmet davutoğlu

kemal kılıçdaroğlu'nun bugün kendisi hakkında yaptığı tespitlere tamamen katılıyorum. basit mantık ile düşünelim.
soru: bundan 8-10 ay öncesine kadar suriye ile alıp veremediğimiz ne idi?
cevap: hiçbirşey. tam aksine stratejik ve ekonomik olarak iyi partnerdik.ve güneydoğu'nun ihracatının canlanmasına sebep olmuştu suriye.
soru: ne oldu da suriye ile kanlı bıçaklı olduk?
cevap: 2 tane iş bilmez(en hafif tabiri) kendilerini özgürlük gurusu sanan 2 cenabet (mehmet ile sinan)
iki ülke arasında geri dönüşümsüz düşmanlık tohumları ekti.
soru:suriye terör örgütü pkk'ya niçin yardım ediyor?
cevap: 2 tane cenabetin(mehmet ile sinan) suriye'nin pkk'sı olarak gördüğü örgüte verdikleri desteğe cevaben pkk'ya yardım ediyorlar
soru: son haftalarda fütursuzca artan pkk saldırılarında bu suriye'den aldıkları destek rol oynamakta mıdır?
cevap: kesinlikle evet.
soru: verdiğimiz onca şehitin kanından bu iki cenabet(mehmet ile sinan) izledikleri aptalca politikanın eserimidir?
cevap::(((( .....................................................

kemal kılıçdaroğlu

malesef, goygoyculuğu seven türk insanına yaranamaz, ezilen işçi onu biraz daha ezen, ama sadece dini ve külhabeyliği elden bırakmayan, aynı zamanda farkında olmadan onu beceren kişileri sever. dolayısıyla türk siyasetinde böyle adamların yeri yoktur. deveyi diken insanı... insanlar türkiyede siyaset yapabilir.

hamile kadın muhabbeti

sürekli kocalarından bahsederler, ilgisiz oldujklarından v.s ... hiiç çekilmezler,hormonları dengesiz iki kişinin konuşmasından ne beklenebilir...

yılmaz özdil

döktürmüş yine,
http://www.hurriyet.com.t...arid=249&hid=21535248

atatürk ü sevmiyorum denilemeyen ülke

ulan pezevenk derler adama, başlık aÇmışsın işte, daha ne istiyorsun. ulan pezevenk derler adama herhangi padisaha boyle bi şeyi bırak demeyi, hissetirsen kellen giderdi. ulan pezevenk derler adama, simdiki padisahinda bunu soyleyenleri surum surum surundurdu zaten. ulan pezevenk senden tek istedigim o isimi agzina almaman.

başbakan dan pkk ya sert mesaj

sayın başbakan ve sayın davutoğlu, izlediğiniz iğrenç dış politika yüzünden komşularımızı bize düşman etmeniz yüzünden, pkk!nın bu iğrenç saldırılarından sizlerde sorumlusunuz.
kendinizi mağdurmuş gibi gösteremezsiniz. şu an çok doluyum, yazmak isteyipte yargı yolunun aleyhime kullanılacağını bildiğimden içimi dökemiyorum. emin olun o şehitler bunun hesabını bu dünyada sizlerden soramadılar ama bir gün bunların hesabını vereceğinizi umuyorum. muhtemelen bu evrende değil....

fahişelik

varoş psikoloğuda denebilir...

mutfakta zaman geçirmekten hoşlanan erkekler

hele ki görgüsüz döküm tava aldıysa, milleti çatlatmak için çeşitli denemeler yapmaktan kaçınmaz. kendimden biliyorum...

beşiktaş

bu bir itiraftır. babam çok koyu bir beşiktaş'lıdır. yeri geldiğinde sert, yeri geldiğinde yumuşak, anlayışlıdır. klasik, standart bir babadır işte. konu futbol olunca onun için akan sular durur. örneğin; 10-11 yaşlarındayken akşam saat 10'da yatağa girilirdi, ertesi gün okula gitmek için erken kalkmak zorunda olduğumuzdan, ama o zamanlar 22:00 civarında avrupa maçları olurdu. bayern'nin, real'in maçlarını izlemek istediğim de babam çıtını bile çıkarmazdı gece 1'e dahi kalmama. işte böyle bir futbol sevgisi vardır babamda. oğlu yeter ki futbolu sevsin, sporu sevsin...
böyle bir babanın oğlunun, başka bir takım tutması düşünülemez gibi geliyor insana. ama babam hiç bir zaman takım tutma konusunda en ufak bir baskı, yönlendirme yapmamıştır. dün fatih altaylı'yı dinlerken bu yazıyı yazma gereği duydum. orada programın sonunda altaylı'nın dediği; ben kesinlikle g.s dışında takım tutan kimsenin çocuğuna, "g.s tut diye herhangi bir teklifte bulunmam" benim çocuğuma da bulunulmasını istemem demişti. işte benim babam malesef bu kurala uymadı, benim başka bir takımı tutmama engel olamadı. aslında esas kötülüğü bana yaptı. çocukluğumda dahi içimde hep beşiktaşın asil bir tarafı olduğuna dair bir his vardı. büyüyünce o hisin aslında gerçek olduğunu gördüm. çünkü mahallenin en delikanlı, bitirim çocukları hep beşiktaşlıydı. ben dönekliği kendime yediremediğim için beşiktaşlı olamadım, ama çocuğum olursa onu beşiktaşlı olarak yetiştireceğim. ah baba ah...

türk insanının ikiyüzlü olması

bu önermenin doğruluğunu ispatlayacak bir argüman üretiyorum. en son milli maçımızda, aleyhimize yüzde yüz verilmeyen penaltı ve tartışmalı kırmızı kart. ulan şerefsiz seyirciler iki üç gün önce burak kendini yere atınca ciyak ciyak ağlamadınız mı? emek hırsızı yaftası yapıştırmadınız mı?
niçin lehimize bariz hataların yapıldığı maçtan sonra bir taneniz çıkıp bu doğruları dile getirmediniz. yok selçuk yok avcı, kısır tartışmalar yaptınız. bir tane yönetici, futbolcu, seyirci 'özür dileriz estonya halkı puanlarınızı hakem vasıtası ile çaldık' diyemedik yazıklar olsun bizlere(kendim malesef çok farklı değilim).
edit. sinirden imlaya falan bakamadım. onuda yetkililer halletsin

2012 yılında facebook hesabım yok demek

Statü göstergesidir. Yersen...

cebinden iphone çıkarırken yere akbil düşürmek

Aslında zenginim ama halktan kopmuyorum...

uludağ sözlük ün kadın yazarlara aç olması

Benim gibi dallama sapları, yazar yapan uludağ sözlügün büyük stratejik hata yaptığı gerÇeğidir...